ESTETİK AMELİYATTA İSTENİLEN SONUCUN ELDE EDİLEMEMESİ VE TAZMİNAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Estetik ameliyat geçiren kişinin elde ettiği sonuç her zaman iyi olmayabiliyor. Bu durumda estetik ameliyatı geçiren kişiler pek çok zorlukla karşı karşıya kalabiliyor.

Örneğin; kişinin burun estetiği ameliyatı olmak için bir sağlık kuruluşuna başvurduğunu varsayalım. Kişi düzgün bir burun sahibi olma amacıyla estetik ameliyatı gerçekleştirecek sağlık kuruluşu veya doktorla sözleşme ilişkisine girer. Bu durumda doktorun vaadi düzgün bir burnun yapılmasıdır.

Ancak estetik ameliyatın sonucu düzgün bir burnun ortaya çıkmadığını düşünelim. Sözleşme ile vadedilenin çok uzağında düşük bir burnun, yamuk bir burnun veya küçük bir burnun ortaya çıktığını. Bu durumda kişi sözleşme ile ulaşmak istediği sonucu alamamış olacaktır.

Bu durumda doktorun veya sağlık kuruluşunun estetik ameliyat olan kişiye karşı tazminat yükümlülüğü doğacaktır. Bu noktada Yargıtay salt estetik amaçla yapılan sözleşmelerin eser sözleşmesi niteliğinde olduğundan bahisle sonucunun vaadi ile aynı olmasını aramaktadır. Tıpta kabul edilebilir riskin eser sözleşmelerinde yer bulmaması mahkeme kararlarında görülmektedir.

Estetik Ameliyatlarda Tazminat Yükümlülüğü Eser Sözleşmesi Hükümlerine Göre İncelenir;

Yargıtay Kararı – 3. HD., E. 2013/11743 K. 2013713688 T. 01.10.2013

“Davacı ile davalı doktor arasındaki ilişki BK’nın 355 (6098 sayılı yasa 455) ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Davacı, iş sahibi, davalı doktor yüklenici konumundadır. Davalı doktor davacının göğüs ameliyatını yapmayı üstlenmiştir. Bu ameliyat tamamen estetik amaçlıdır. Davalı doktorun yükümlülükleri BK’nın 356 ( 6098 sayılı yasa 456) ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davalının en önemli yükümlülüğü davacının istediği şekilde estetik ameliyatın gerçekleştirilmesidir.”